1 Kasım 2008 Cumartesi

Sonbahar

Kasım da geldi. Yılın son aylarında nereye baksan bir hüzün, sıkıntı. Kış geliyor ya. Güneşli günler azalıyor. Erken akşam oluyor. Gri, bulutlu, yağmurlu ve rüzgarlı havadan dolayı insanlar da neşeli, aydınlık hali terk ediyor sanki. Tüm mevsimlerde tatlı bir melankoli bulan biri içinse Kasım'ın çok ağır gelen bir yanı yok. Sıkıntı ve huzursuzluk kısa süreliyse, hayatı gözden geçirip bir şeyleri fark ettiriyor ve olumlu gelişmelere neden oluyorsa iyidir de umutsuzluk, karamsarlık sürekli yer edinirse o zaman dikkat.

Sonbahar'ın tadı Yıldız Parkı'nda ve Beşiktaş - Dolmabahçe yolunda değişik tonlardaki yapraklar arasında yürüyerek ve yaprakların hışırtılarını dinleyerek bir başka güzel. Kentin dışında bol ağaçlı, sakin yerlerde dolaşmak zamanı şimdi. Hem kış da gelirse gelsin! İnsanların ruh hallerinin karamsarlığa dönüşmesinde onun suçu yok. Çarpan soğuğunda sokaklarda yürümek başka bir enerji bile verebilir. Bahara daha çok var. Öyleyse öncelikle sonbaharın daha sonra da dışarıda atkıyla, bereyle, sıkı giyimle kafelerle ve kent yaşamının getirdiği diğer aktivitelerle, evde ise şekersiz kahve veya çay yanında evde yapılmış en az %70 kakaolu parça çikolatalı top kek -muffin-, kitaplar, dergiler ve filmlerle kışın tadını çıkarmalı.
 
*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  Creative Commons License

2 yorum :

  1. Sonbaharda doğanın büründüğü renge bayılırım, ama senin kış tarifini okuyunca bir an önce gelsin istedim, İstanbul kış giysisini giysin, herkes evinde kalsın, kar tatili yaşasın!

    YanıtlaSil
  2. Disarida kar,elimde cay,aklimda dekorasyon fikirleri ile kisi ben de bekliyorum.

    YanıtlaSil



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...