15 Ağustos 2009 Cumartesi

Aphorisms

Everyone looks for someone who can listen and approve oneself. He or she stands aloof from people who says their opinions honestly because everybody wants to hear good words about own.

Spirits who strolls around the earths are free only.

There is not a thing that is called 'eternity' or 'end'. Even if there is both of them exterminate eachother with clash.

A person who could get away from images which reverberate from opinions and achievements of others can be reach own.


Pain is inside. It is burning and burner. Even it is turned to pain at the end there are beautiful times and moments which lives. Before finenesses end, they are filled to take to heart. When they get lost the insides of heart will pilot.

Nalan Yılmaz, 1998

*****Bu sayfalardaki yazıların tüm hakları yazara aittir. Sadece kaynak gösterilerek, yazar adı ve orijinal sayfanın aktif linki belirtilerek alıntı yapılabilir ve paylaşılabilir. Nalan Yılmaz adıyla tüm yazılar 'Creative Commons Attribution Noncommercial-No Derivative Works 3.0 Unported License' altında tescillidir.  

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Düşüncelerin Akışı

Gecelerce ay ışığında oynaşan dalgalarda ve denizin derinliklerinde geçmiş ve gelecek yaşamlardan, anlatılanlardan izler arardı. Yanına yalnızlığı alarak duyduğu seslere koşardı. Dalga seslerinde varlığını hissettiği denizlerin efendisinin gümüşlü sarayından hiddetli bakışlarıyla yüzeye çıkmasını beklerken tutunduğu dalgalı saçların tekrar derinlere çekmesini düşler ve rüyalar alemine girerek gerçekleri görürdü.

Öfkesi denizin öfkesine karışıyordu. Kumsala vuran hırçın dalgalarda, kopan fırtınalarda üşüyordu bir yaz akşamında. Zeus’un çakan şimşeğiyle arada bir aydınlanıyor, kuduran sessiz denizin içindeki fırtınayla birleşiyordu. Üç çatallı zıpkınıyla Poseidon’un ne zaman görüneceğini merak ediyordu. Öfkenin göklerden yağdığını ve insanların kaçıştığını görüyordu ama rüzgarın kesilip, şimşeğin çakmayacağından, dalgaların durulacağından ve Zeus’un sakinleşeceğinden ümitliydi. Yıldızların bir yanıp bir sönerek gökyüzünde yerlerini birer birer alacaklarından emindi o yaz akşamında...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Hiçbir Şey Dünyamı Değiştirmeyecek

Arada bir acilen dinleme isteği uyandıran vazgeçemediğim, hiçliği hissettiren harika şarkı:


Albüm: Let It Be
Çıkış tarihi: 1970
Söz yazarları: Lennon/McCartney
 
The Beatles - Across The Universe
 
 Words are flowing out like endless rain into a paper cup,
They slither while they pass they slip away across the universe
Pools of sorrow, waves of joy are drifting through my opened mind,
Possessing and caressing me
Jai guru de va om
Nothing's gonna change my world
Nothing's gonna change my world
Nothing's gonna change my world
Nothing's gonna change my world

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Bireysellik ve Topluma Uyum

İnsan kendi gibi birçok bireyden oluşan toplum içinde yaşar ama kalabalık içinde bir birey olduğunun farkında değildir. Bu, tarih içinde doğu toplumlarına özgü bir durum olarak gösterilir. Batı medeniyetinde birey bilinci Rönesans'la birlikte önem kazanmıştır. Ortaçağın kapalı ve kilise kurallarına göre hareket eden toplumları içinde sanat ve sanatçılar dini konular üzerine ve kiliseyle ilgiliydi. Kişiler ön plana çıkmazdı. 15. yüzyıldan itibaren kültürel ve sosyal ortamlarda birey kalabalıklardan sıyrıldı. Kendine, diğerlerine ve dünyaya bakıp yeni bir şeyler oluşturmak gerektiğinin farkına vardı**. Basmakalıp düşünce ve dogmalardan kurtulabilmenin yollarını aradı. Sanat ve bilim kilisenin baskısından çıkıp*** daha açık, evrensel ve dünyevi bir hal alıyordu. Kişide dünyadaki her şeyi araştırma ve düşüncesini ortaya koyma isteği belirdi. Yapılan işin yanında isimlerden de söz edilir oldu. Bütün bunlar o çağ için yenilikti, çok kolay kabullenilip benimsenen şeyler değildi. Her değişim gibi sancılı ve sıkıntılı bir dönem sonucu ortaya çıkmıştı...

1 Ağustos 2009 Cumartesi

Melankolik Kadın

Melankoli

Beni en güzel günümde / Sebepsiz bir keder alır / Bütün ömrümün beynimde / Acı bir tortusu kalır / Anlayamam kederimi / Bir ateş yakar tenimi / İçim dar bulur yerini / Gönlüm dağlarda dolanır / Ne bir dost, ne bir sevgili / Dünyadan uzak bir deli / Beni sarar melankoli / Beni sarar melankoli / Ne kış ne yazı isterim / Ne bir dost yüzü isterim / Hafif bir sızı isterim / Ağrılar, sancılar gelir/ Yanıma düşer kollarım / Görünmez olur yollarım / En sevgili emellerim / Önüme ölü serilir / Ne bir dost, ne bir sevgili / Dünyadan uzak bir deli / Beni sarar melankoli / Beni sarar melankoli

Söz: Sabahattin Ali  Müzik: Ali Kocatepe

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Batı Resminin Özelliklerinin Osmanlı'ya Girişi

Osmanlı İmparatorluğunun Batı’ya açıldığı, Avrupa ülkeleri ile siyasal ve ekonomik ilişkiler içinde olduğu 18. yüzyılda Batı resminin özellikleri de Osmanlı’da uygulanmaya başlamıştı. Lale Devri ile birlikte saraya pek çok Batı eşyası giriyordu. 18. yüzyılda Levni’nin ve Buhari’nin minyatürlerinde yeni biçim ve tekniklerin yanı sıra yeni konulara da yer veriliyordu. Portreler, tek yaprak halinde kıyafet resimleri, çiçekler ve meyveler görülüyordu. Üçüncü boyut arayışları, düzlemlerin ayrılması, manzaraların, doğa kesitlerinin gerçekçi renkleri, gölgelemeler belirgin özellikler. Figürlü minyatürlerde ışık-gölge uygulamaları, hacimli Batı örneklerine uygunluk gösteriyordu. Bu dönem manzaralarında da ışık-gölge ve perspektife dikkat edilmişti. Yüzyılın sonlarında minyatür azalmış ve 19. yüzyıl başlarında son örneklerini vermişti.
 
"Minyatür ve duvar resminde batı kökenli denemeler tıpkı Batı resminde olduğu gibi özellikle görsel gerçeğin bilimsel yöntemlerle yorumlanması üzerinde yoğunlaşır. 16. yüzyıldan öteye Batı resminde görsel,gerçek veya üç boyutlu konuyu iki boyutlu tuval üzerinde verme çabası hep perspektif kuralları aracılığıyla uygulanmaya çalışılmıştı. Doğuya bakıldığında betimlemelere kavramsal düzeyde yaklaşıldığı yüzyıllar boyu düşsel bir yerin biçimlendirildiği görülür. Osmanlı sanatçısı Doğu resim anlayışından Batı’nınkine geçerken bir takım aşamalar da geçirmişti. Batı resminin kendine özgü olan derinlik, uzaklık, gölgeleme, tonlama, kütle, hareket gibi nitelikleri Osmanlıda birbirinden bağımsız olarak uygulanmış ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında Batı resminin kuralları tümüyle ele alınmış ve tuval üzerine yağlıboya tekniğinde tablolar yapılmıştı” (1).

24 Temmuz 2009 Cuma

Anadolu Selçuklu’da Çini Teknikleri

Uygurlara kadar uzanan Türk çini sanatı Anadolu’da Selçuklular döneminde önemli bir gelişme gösterir. Uygurlarda yer döşemesi olarak kullanılan çiniye, Karahanlılar ve Gaznelilere ait yapılarda da rastlanır. 13. yüzyıldan itibaren mimaride her türlü yapının iç ve dış yüzeylerine kaplanan çini Anadolu’ya Büyük Selçuklu’dan geçmiştir. Anadolu çinilerinde Büyük Selçuklu sanatında görülen motiflere yer verilmekle birlikte yeni desen, renk ve tekniklerde uygulanır. Çini erken dönemlerde cami, mescit ve mezar anıtı gibi dini yapılarda görülürken daha sonraları medrese, köşk ve saraylarda da en önemli süsleme öğelerinden biri haline gelir.

Dini yapılarda mor, yeşil, firuze, lacivert renkli sırlanmış çini parçalarının alçı zemin üzerinde bir araya getirildiği Mozaik Çini Tekniği ve sırlı tuğla göze çarpar. İslam inancında ibadet edilen yerlerde insan ve hayvan figürünün bulunması yasak olduğundan genellikle geometrik desenler, yıldızlı geçmeler, rumi ve palmet gibi soyut bitkisel motifli kıvrık dallar ve iri kufî ve sülüs yazı süslemeleri uygulanıyor. Bu teknikle yapılmış çinilerin örneklerine Kayseri Kölük Camisi’nde, Divriği Kale Camisi’nde, iyi korunmuş olarak Malatya Ulu Cami’nde (1224), Sivas’taki İzzettin Keykavus Şifahane ve Türbesinde (1217) rastlamak mümkündür. 1251 tarihli Konya Karatay Medresesi çini, mozaik çini ve kabartma tekniğinde zengin renklere sahip çinileriyle önemlidir. Duvarları, kubbesi ve tonozları çini ile kaplanmış medrese Selçuklu çini sanatının en muhteşem örneği olmuştur...

21 Temmuz 2009 Salı

Konya Türbeleri

Selçuklu Devletinin başkenti olan Konya Selçuklu mimari özelliklerini gösteren pek çok yapının yanı sıra kümbetleri ve türbeleriyle de ünlüdür. Konya’da Selçuklulardan kalan en eski mezar anıtı Konya Alaeddin Camisinin avlusundaki 12. yüzyıla ait II. Kılıçarslan Türbesi'dir. Gövdesi kesme taşlardan on yüzlü prizma şeklinde yükselen türbenin üzeri tuğladan dıştan on köşeli bir piramitle içten kubbe ile örtülüdür. Türbenin içinde Selçuklu Sultanlarına ait çeşitli boylarda sekiz çinili lahit vardır. Sağdan ikinci lahidin başında “Ey Tanrım bu türbenin sahibi şehid ve rica eden fetihler babası Kılıçarslan bin Mesud’u esirge” yazılıdır.

Mevlana Türbesi 1230 yılında basit planlı olarak Mevlana’nın babası için yaptırılmıştır. 1273 yılından sonra dini ve sosyal amaçlı birimler eklenerek dergaha dönüştürülmüştür. “Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız, bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir” diyen Mevlevilik Tarikatı’nın kurucusu Mevlana insan sever, barış yanlısı ve büyük yol göstericidir. Dört fil ayak üzerinde yükselen Yeşil türbe’nin (Kubbe-i Harda) çeşitli şekillerle ve yazılarla süslü kubbesinin altında Mevlana ve Sultan Veled’in lahitleri bulunuyor. “Gökkubbeden daha iyi türbe mi olur?” diyerek bu konudaki düşüncesini dile getiren Mevlana’nın türbesi oğlu Sultan Veled’in isteği üzerine yapılmıştır. Türbenin içi alçı kabartmalarla, kalem işi nakış ve yazılarla süslüdür. Mevlana'nın lahiti dönemin ahşap işçiliğinin en güzel örneklerindendir...


16 Temmuz 2009 Perşembe

Trendsetter Madonna

Trendemotre'deki kim bu trendsetter'lar adlı yazıdan bir kaç cümle: "...Trendsetter’ları ‘halktan’ ayıran en önemli nokta trendlerin yaşam süreci. Çünkü bir şey ‘moda’ olunca, trendsetter’lar için cazibesini yitiriyor... Trendsetter’lar, açık görüşlü, önyargısız ve yeni stilleri denemeye hazır insanlardan oluşuyor genellikle. Başkalarını görünüş, zevk ve hayat tarzlarına göre yargılayan insanların trendsetter olma ihtimali pek yok. Değişimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor ve parçası olmaktan mutluluk duyuyorlar. Sürekli yeniliklerin peşinden koşuyor ve denenmemiş şeyleri herkesten önce yapmaktan çekinmiyorlar... Bu bağlamda “Kimdir trendsetter?...diyerek bazı isimler sıralanıyor ve bunların arasında Madonna da var...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...